Ve bir kadın, "Bize acıdan bahset" dedi.
Ve o cevap verdi:
Ve o cevap verdi:
"Acınız, anlayışınızı saklayan kabuğun kırılışıdır.
Nasıl bir meyvenin çekirdeği,
kalbi güneş'i görebilsin diye
kabuğunu kırmak zorundaysa,
siz de acıyı bilmelisiniz.
kalbi güneş'i görebilsin diye
kabuğunu kırmak zorundaysa,
siz de acıyı bilmelisiniz.
Ve eğer kalbinizi,
yaşamınızın günlük mucizelerini
hayranlıkla izlemek üzere açarsanız,
acınızın, neşenizden hiç de
daha az harikulade olmadığını göreceksiniz;
yaşamınızın günlük mucizelerini
hayranlıkla izlemek üzere açarsanız,
acınızın, neşenizden hiç de
daha az harikulade olmadığını göreceksiniz;
Ve kırlarınızın üstünden
mevsimlerin geçişini kabul ettiğiniz gibi,
aynı doğallıkla, kalbinizin mevsimlerini de
onaylayacaksınız.
mevsimlerin geçişini kabul ettiğiniz gibi,
aynı doğallıkla, kalbinizin mevsimlerini de
onaylayacaksınız.
Ve kederinizin kışını da,
pencerenizden huzur içinde seyredeceksiniz.
pencerenizden huzur içinde seyredeceksiniz.
Acılarınızın çoğu sizin tarafınızdan seçilmiştir.
Acınız, aslında içinizdeki doktorun,
hasta yanınızı iyileştirmek için
sunduğu "acı" ilaçtır.
hasta yanınızı iyileştirmek için
sunduğu "acı" ilaçtır.
Doktorunuza güvenin
ve verdiği ilacı sessizce ve sakince için;
ve verdiği ilacı sessizce ve sakince için;
Çünkü size sert ve haşin de gelse,
onun elleri,
"Görülmeyen"in şefkatli elleri
tarafından yönlendirilir.
onun elleri,
"Görülmeyen"in şefkatli elleri
tarafından yönlendirilir.
Ve size ilacı sunduğu kadeh
dudaklarınızı yaksa da,
O'nun kutsal gözyaşlarıyla ıslanmış
kilden yapılmıştır."
dudaklarınızı yaksa da,
O'nun kutsal gözyaşlarıyla ıslanmış
kilden yapılmıştır."
0 Yorumlar