BOZKIRDAKİ ÇİÇEKLER... - Edebiyat Bende

BOZKIRDAKİ ÇİÇEKLER...




Bugün 18 Şubat. 14 Şubat Sevgililer Günü'nün üstünden sadece: 4 gün geçti. O görkemli, pırıltılı vitrinler, gerçek fiyatının iki katına satılan elbiseler, kucak dolusu çiçekler, o yapay sevgi sözcükleri neredeler şimdi? Günlük sevgi pankartları, günlük ezgiler hepsi bir yerlere saklandı. Sevgi tükendi, sevgi yok oldu. Belki de bir yıllığına donduruldu. Seneye tekrar kullanılacak.

Oysa farkında olursak çevremizde sevgiyi anımsatan ne çok şey var : Bozkırda ya da dağ yamaçlarında kuru taşların arasında tomurcuk verebilen çiçekleri bilir misiniz? Doğa koşullarına direnebilen mücadeleci şey düşündürürler insana ; Cefayı, özveriyi, sabretmeyi, dayanıklılığı, vefayı ama en çok da sevgiyi. Görünce içiniz ısınır sevgiyle , ışıldayan gözlerle bakarsınız çevrenize.

Bazen bir yaşlı karı koca görürsünüz.Ağır adımlarla ayaklarını sürüyerek yolda ilerlerler. Düz bir yolda bedenleri eğik iki güzel insan. El ele, gönül gönüle, omuz omuza. Ellerin kenetlenmesi güven tazelemek midir, bir güvence midir, güç almak mıdır, kim bilir...

Kış güneşinin ısıtmaya çalıştığı bir ahşap bankta sırt sırta vermiş oturan orta yaşlı iki insan. Sırt sırta, omuz omuza olmanın yarattığı bir yaşam tablosu. Belki çok renkli değil ama kompozisyon, yerleştirme, ara renkler öyle güzel ki. Yaşayan bilir. Bu görüntülere duyarlı olmak , farkında olabilmek ne güzeldir.Sevgiye, vefaya, şefkate, merhamete kulak kabartmak gibi...
Makbule ABALI






Yorum Gönder

0 Yorumlar