ÇİÇEKLER DE SEVGİ DİLİNDEN ANLAR... - Edebiyat Bende

ÇİÇEKLER DE SEVGİ DİLİNDEN ANLAR...


Mart Ayının ilk günleri. Güneşli, ılık bir gün, baharın da gelişini müjdeler gibi... Her bahar onun ruhuna adeta coşku taşırdı. Kupkuru dalların yeniden filiz vermesi, yeşermesi, doğanın renklenmesi, kuşların cıvıldaması... Yaşam boyu öyle çok mutsuzluk yaşamıştı ki, bu küçük mutluluklar onun hayatını doldurmaya yetiyordu.Düşündükleri  ona huzur veriyorsa "mutluyum"  diyordu.

Eve yaklaştıkça adımları da hızlandı, kalp atışları gibi. Sabah çok yağmur yağmıştı. Mutfak penceresinin önündeki  çiçekleri merak ediyordu. Çuha çiçekleri, menekşeler, nergisler, birkaç gündür açan arpa zambakları. Pencereyi açıp da dışarıya bakarken , hayalinde adeta önünde koca bir bahçe var gibi düşünürdü.  Henüz çiçek sevenler tükenmemişti. Bazıları çiçeklere hayranlıkla bakar, çok cesaretli olan çiçeğin adını, nasıl yetiştiğini de sorardı. 

Eve girince hemen mutfak penceresini açıp çiçeklerin hatırını sordu. Her zaman, çiçekler de güzel sözden, sakin, yumuşak sesten anlarlar diye düşünürdü. Yoksa çok güneş almayan bu zemin katta böylesine güzel çiçek açarlar mıydı? Zemin katta da yaşama şansı verilirse açarlar tabii dedi. Her sabah çiçekleri ziyaret eden bir kumru bile bunu biliyordu. Ama ayrıldığı eşine bunu bir türlü anlatamamıştı.
"Çiçekler bile sevgi dilinden anlar." dedi yüksek sesle...

Makbule ABALI 


Yorum Gönder

0 Yorumlar