Bir bahar daha yaşandı ömrümüzden. Kaç baharımız daha kaldı acaba? Bu yıl da kaktüsler çiçek açtı. Baharın ince, narin çiçekleriyle dikenli, hoyrat kaktüsleri birlikte düşünemezdim doğrusu. Oysa kaktüsler de çiçek açmak için baharı beklediler, Bahar, kokuları ve güzel görüntüleriyle başladığında henüz kaktüsler çiçek açmamıştı.
Ama sanırım hiç üzülmeden uygun zamanı beklediler. Koronaya bile aldırmadılar. Kurallara uydular, prensiplerini de bozmadılar. Bir gün tomurcukları baş verdi... Belli belirsiz, gösterişsiz. Sonra tomurcuk çiçeğe dönüştü.Ve ardından 3 günde bir çiçeğin ömrü bitti. Can Yücel'in "Ömür Dediğin" adlı o kısacık şiirini hatırlatırcasına.
Hep düşünürüm;O sert, dikenli gövde nasıl böyle narin bir çiçeğe dönüşür? İncecik naif yapraklara dokunmaya kıyamazsınız. Bütün bir kış sanki su ve güneşe bile çok ihtiyaç duymadan hep baharı beklemişlerdir. Sadece 3 günlük ömür için. Çok eskiden çekinirdim kaktüslerin bu cinsinden.Ama artık biliyorum ki onlar da insanlar gibi. Yeterince tanımadıysanız aldanırsınız. Tedbirsiz davranırsanız dikenlerin canınızı incitmesi kaçınılmaz.
Bu cins kaktüs, bir gün o yırtıcı dikenlerin arasından harika bir çiçek olarak süzülüp çıkar. Ama başı eğik değildir. Üç günlük ömründe diğer çiçeklere fark atar, onurludur. Bu yıl baharın coşkusuna tam uyamadılar ama, her zamanki gibi çiçekleriyle hassas ama sağlam karakterlerini sergilediler...
Makbule ABALI
Bu cins kaktüs, bir gün o yırtıcı dikenlerin arasından harika bir çiçek olarak süzülüp çıkar. Ama başı eğik değildir. Üç günlük ömründe diğer çiçeklere fark atar, onurludur. Bu yıl baharın coşkusuna tam uyamadılar ama, her zamanki gibi çiçekleriyle hassas ama sağlam karakterlerini sergilediler...
Makbule ABALI
0 Yorumlar