Meydanın ışıkları yanalı bir saat kadar oluyordu. Evlerin ışıkları daha parlak, sokak lambalarının ışıkları daha titrekti. Ama ikisi de yapay, ikisi de donuktu. Görkemli ışıklar daha azdı. Ta uzaklardan gelen korna sesleri denizin dalga seslerine karışıyordu. Sanki her ışık, her ses ayrı bir öykü yazıyordu. Gecenin karanlığı, tüm kötülükleri örterken ışıklar yanmaya başlıyordu.
Gecenin karanlığında sanki korona etkili olmayacakmış gibi herkes maskesiz sokağa çıkıyordu.
Sanki herkes konuşmaya hasret kalmıştı. Uğultu halinde konuşma sesleri geliyordu. Çocukların oyun alanları boştu. Ama yetişkinler için yapılan salıncaklarda yer yoktu. Sallanmak, çocukluğa bir yolculuk mudur? Sallanırken kendini denizde bir teknede gibi hissetti. Gözlerini kapattı bir süre.
Karşıdaki evlere bakınca hayaller kurdu; Kim bilir kimler neler yapıyordu şimdi? Erken yatanlar, geç vakitlere kadar oturanlar, hastalar, suçlular, umutsuzlar, vicdanıyla baş başa kalanlar... İleride bir grup genç, bir köşede oturmuş müzik yapıyorlardı. Ansızın Münir Nurettin'in bir şarkısı çalındı kulağına.Yahya Kemal'in şiirini hatırladı, duygulandı:
"Kandilli yüzerken uykularda,
Mehtabı sürükledik sularda,
Bir yoldu parıldayan gümüşten,
Gittik... Bahs açmadık dönüşten."
Şarkı bitti... Gece bazen durgun, bazen hızlı bir biçimde akıyor,yanıp sönen ışıklar yeni bir güne hazırlanıyorlardı...
Makbule ABALI
Gecenin karanlığında sanki korona etkili olmayacakmış gibi herkes maskesiz sokağa çıkıyordu.
Sanki herkes konuşmaya hasret kalmıştı. Uğultu halinde konuşma sesleri geliyordu. Çocukların oyun alanları boştu. Ama yetişkinler için yapılan salıncaklarda yer yoktu. Sallanmak, çocukluğa bir yolculuk mudur? Sallanırken kendini denizde bir teknede gibi hissetti. Gözlerini kapattı bir süre.
Karşıdaki evlere bakınca hayaller kurdu; Kim bilir kimler neler yapıyordu şimdi? Erken yatanlar, geç vakitlere kadar oturanlar, hastalar, suçlular, umutsuzlar, vicdanıyla baş başa kalanlar... İleride bir grup genç, bir köşede oturmuş müzik yapıyorlardı. Ansızın Münir Nurettin'in bir şarkısı çalındı kulağına.Yahya Kemal'in şiirini hatırladı, duygulandı:
"Kandilli yüzerken uykularda,
Mehtabı sürükledik sularda,
Bir yoldu parıldayan gümüşten,
Gittik... Bahs açmadık dönüşten."
Şarkı bitti... Gece bazen durgun, bazen hızlı bir biçimde akıyor,yanıp sönen ışıklar yeni bir güne hazırlanıyorlardı...
Makbule ABALI
0 Yorumlar