Kuvvetli bir direnişle karşılaşan Akha ordusu Truvalılar tarafından kovalanırken gece çöker ve meydan savaşına ara verilir. Herkes kendi kampına çekilerek nöbet tutmaya başlar. Akha kampında savaşçılar uyurken Aga Memnon'la Menelaus'u uyku tutmamaktadır. Aga Memnon kardeşine diğerlerini alması için gönderirken kendi 'aslan postu'nu sırtına geçirir ve 'yaşlı' Nestor'un çadırına doğru yol alır.
Nestor çadırına birinin girdiğini duyunca hemen kalkar ve Aga Memnon'un telaşlı olduğunu görür ve sebebini sorar. Aga Memnon endişelidir 'ne olacaktır bu Danaoların durumu? Korkuyordur, ya nöbetçiler uykuya yenik düştüyse?..'
Nestor cevap verir ona: "Endişelenme, Zeus Eke Tor'un her dediğini yapacak değil ya? Akhilles hele bi çıksın bakalım meydana o zaman görürüz Eke Tor'un becerilerini! Eğer plan yapacaksak diğer önderleri de çağıralım, soralım bakalım bu gece ne yapabiliriz. Gönder kardeşini sözünü dinler hepsi, gelirler hemen çağırınca. Zaten tüm yük senin omuzlarında, zorluklardan kaçar hep, yatar uyur o şimdi."
Aga Memnon ise, "uyanıktı o da, çağırsın diye ötekileri gelirken gönderdim onu. Biz Odysseus'la Diomedes'i uyandıralım." der. Nestor ile Aga Memnon Odysseus'un çadırına giderek önce onu uyandırır, sonra da Diomedes'in çadırına giderler. Diomedes şaşırmıştır gecenin bir vaktinde dolaşan önderleri görünce. Sorar ne olup bittiğini, onlar da anlatır. Diomedes sarınır 'aslan postu'na gider Telamonoğlu Ayas'la Meges'i kaldırır, 'hemen hazırlanın bir şeyler dönüyor' der.
Hep beraber yola çıkarlar ve tek tek nöbetçileri kontrol ederler. Akha nöbetçileri Truva kampını gözetlemektedir. Nestor savaşçıları uyanık görünce 'tetikte olun güldürmeyelim kendimizi "düşmana" (!) ', diyerek onlara aferin çeker! Bu arada diğerleri gelir nöbetçilerin oraya. Aralarında Nestor'un oğulları da vardır. Toplantıda casus göndermeyi teklif eden Nestor, 'bakalım ne yapıyor bu Truvalılar, anlatsın bize 'gönüllü' giden casusumuz' der.
Diomedes 'gönüllü' olunca onunla gitmek isteyen bir çok önder çıkar, Menelaus da buna dahildir. Ama abisi onun 'gönüllü' olmasını istemez ve Diomedes'in kendisi seçmeli yol arkadaşını, der. Diomedes bu kararı beğenir ve düşünmeye başlar. Bu arada Aga Memnon'un ödü kopar kardeşini seçecek diye! Diomedes Odysseus'u seçer ve her ikisi de hazırlanarak zifiri karanlıkta yola koyulur.
Truva kampında da hareketlilik vardır. Eke Tor bir casus gönderilmesini istemiştir. Akhalar gemilerinin başında mı yoksa kaçtılar mı, diye gözetleneceklerdir. Ayrıca bu görevi yerine getirecek olan kişiyi hediyelere boğacaktır. Hızlı koşmasıyla ünlü olan Dolon gönüllü olur ve 'kurt postu'nu giyerek yola koyulur.
Birbirlerinden habersiz iki taraftan da yola çıkmış olan casuslar zifiri karanlıkta sinsice ilerlerken Odysseus ile Diomedes Dolon'u fark ederek hemen çalıların arkasına saklanırlar. Dolon onları çok geç fark eder ve kaçmaya başlar, ama Diomedes kargısını önündeki yola fırlatınca olduğu yerde donup kalır. Yakalanmıştır. Sorguya çekilir ve Dolon 'hemen çözülür', bir bir anlatır Truva kampında olan biteni. Üstüne bir de yalan söyler, güya Eke Tor onu casusluk yapması için zorlamıştır! Odysseus ile Diomedes her şeyi öğrenmiştir. Dolon'la işleri bittiği için Diomedes onu öldürerek 'kıvrık yayı' dahil silahlarından soyar. (İlyada'da öldürülse de başka bir kaynakta Dolon savaşın son günlerinde Antenor ve Aeneas'la birlikte hareket ederek 'ikinci' kez ihanet eder.)
Trakya kralı Rhesos adamları ve çok değerli atlarıyla daha yeni gelmiştir. Truva kamplarının dışında kalan bir yerde kendi kampını kurmuş ve dinlenmeye çekilmiştir. Odysseus ile Diomedes bu bilgiyi Dolon'dan almıştır ve Truva kampı yerine, daha kolay bir 'av' olarak düşündükleri Trakların kampına yönelmişlerdir.
Odysseus Trak savaşçılarını, Diomedes Trak Kralı Rhesos'u öldürüken.ve Trak Atları
Amphora MÖ 540 / Getty Müzesi
Önce atları görürler, muhteşemdirler ve onların olmalıdırlar. Uyumakta olan Trak savaşçılarını tek tek sessizce öldürürler. Kralın çadırına geldiklerinde ise artık son darbeyi de vuracaklardır. Diomedes uyuyan kral Rhesos'un bedenine kılıcını saplar. Kralla birlikte toplam 13 kişi öldürmüşlerdir. Diomedes görevinin başarısıyla; Atları alıp gitsin mi yoksa devam mı etsin öldürmeye, soysun mu bu güzel silahları da, diye hayal ederken Athene onu uyarır. Truvalılar farkına varmadan oradan ayrılmaları gerektiğini söyler, çünkü Apollon onların ne yaptığını görmüş ve Trakların danışmanı Hippokoon (İppo=At ; Koon=Kun/Hun)'u uyandırmıştır. Arkasından Truvalılar uyanmış ve hemen Trakların çadırına koşmuştur ama Diomedes ile Odysseus atlarla beraber çoktan kaçmıştır.
Akha kampına geldiklerinde 'yaşlı' Nestor hemen bu muhteşem atları nereden aldıklarını sorar. Çünkü kendisi de 'at yetiştirmektedir' ve bunlar gibisini hayatında hiç görmemiştir....
İlyada; 10
- Atları arabayla değil binerek getirmişlerdir; "bindi atına kamçıyı şaklattı", "atlardan inip yere ayak bastılar". Ama... 'Grekler' atlara MÖ 7.yy'dan sonra binmeye başlamış ve ancak Philip II ve oğlu Büyük İskender ile 'süvari' birlikleri oluşturulmuştur.
- Diomedes evlilik çağına gelmiş olan 'Helena'nın taliplerindendir.
- Hayatında Trak atları gibisini görmeyen 'yaşlı' Nestor, üç nesil eskittin hala danışmanlık yapıyor, bir de üstüne aktif bir şekilde savaşıyorsun. Kaç yaşındasın? :)
SB
0 Yorumlar