NEBİYE TEYZE... - Edebiyat Bende

NEBİYE TEYZE...

Bu, hayran olduğum, saygı duyduğum ve çok sevdiğim bir güzel insanın öyküsü. Bir insanlık abidesi,Mersin Alzheimer Derneği'nin sevgili Nebiye Teyzesi. Son derece bakımlı, çalışkan, kendine özen gösteren biri. Çevresindeki pek çok kişi O'nun gibi yaş almak isterdi. Zaman bir su gibi akıp gitmiş. Doğum gününü kutlamıştık, şimdi ölümüne tanık oluyoruz. Ben tekrar başa dönmek istiyorum. Son'u yazmaya  şu anda elim varmıyor.

Hayat akıp giderken bazen öyle bir gün yaşarsınız ki;bir insan, bir olay, bir davranış, bir şarkı veya bir türkü gününüzü farklı kılar. Gününüze renk katar, anlam kazandırır. Bir insan hayatınıza dokunur adeta.
Bir tüy hafifliğinde ince, naif bir dokunuş ama etkisi günler, aylar belki yıllar sürer...


Bugün Mersin Alzheimer Derneği Yaşlı Bakım Merkezi'nde bir gün kutladık. Bir doğum günü. Pastalı, mumlu, müzikli bir doğum günü kutlaması. Dernektekilerin çok sevgili Nebiye Teyzesi bir yaş daha alıyordu. 

Onunla ilk tanışmamız Dernekte "Üretici Kadınlar"la ilgili bir sunumun ardından çay saatinde, yazdığım bir şiiri okumamla başladı. Bitince göz göze geldik. Çok zarif ve kibar bir edayla "Sizinle tanıştığıma çok memnun oldum." dedi. İçim titredi, tam bir İstanbul Hanımefendisi görünümünde idi. Boyasız gümüşi saçlar, şık, sade bir giysi, insana güven veren bir görünüm. 

Daha sonraki karşılaşmamız Dernek bahçesinde "Anneler Günü" nedeniyle düzenlenen kahvaltıda oldu. Aynı masada karşılıklı oturduk. Görevli gençler kahvaltısını getirdiler. Çok seçici, sağlığına özen gösteriyor. Sohbet sırasında nereli olduğumu sordu. "Adanalıyım" dedim. 

İnsandan insana "uzun ince bir yol." İster "duygu yolu" diyelim, ister "akıl yolu." Bir süre sonra insan ortak bir dilde-"insanlık dili"- konuşmaya başlıyor. İnsandan insana köprü kurulunca rastlantıları da keşfediyorsunuz. Adana-Mersin güzergahında ortak anılar, ortak adlarla buluştuk. Yıllar önce Nebiye Teyze Adana Kız Enstitüsü Dikiş Bölümünde annemin öğrencisi imiş. Geç rastlamışız birbirimize. Keşke geçmişte bir araya gelip eski günleri yad etselerdi. O yıllarda avukatlık yapan babamı da çok iyi tanıyor.

Nebiye Teyze konuşmamız sırasında heyecanla, gözleri parlayarak "Torunlarım" diyerek anlatıyor. Boş bulunuyorum "Çocuklarınız neredeler?" diye soruyorum. "Benim hiç çocuğum olmadı. Yeğenlerim, çocuklarım, torunlarım gibidir. 7 torunum var " diyor. 
O gün kahvaltıdan çok, tatlı dilli- güler yüzlü bir İstanbul hanımefendisinin güzel sohbetiydi bizi doyuran. Ve o Anneler Gününde bir kez daha anladım ki kan bağıyla "anne" olmak çok önemli ama yüreğinizde insan sevgisi varsa onu en iyi şekilde dağıtıyor, "anne" gibi de davranıyorsunuz.
_______________________________________

Bugün Nebiye Teyze çok şık.Açık renk bir pantolon takım ve üstünde onu tamamlayan aksesuarlar.Kolye, bilezik, yüzük, küpe.Ama hiçbiri fazla durmuyor. Takı sevmeyen ben bile hoşlanıyorum o güzel uyumlu beraberlikten.Hepsi ince bir zevkle alınmış, hiç de abartılı durmuyor.

Harika bir belleği var. Yanımızdaki arkadaşlara Adana'dan, annem ve babamdan söz ediyor.Adlarını söylüyor. O konuşmamızın üzerinden bir ay geçmiş, unutmamış. Sürekli işleyen, bilgi depolayan bir beyin.93 yaş... Neredeyse bir asır. İçine neler sığdırılmış. Abide-çınar kavramları bu insanda tam yerini buluyor. Bizler bugün o çınarın serin gölgesinde oturuyoruz. Yüzümüz güneşe dönük. Her söylediği değerli. Kaydetmeye çalışıyorum...
Ama hayır, kayıt yetmez. Bu konuşmalarda yüz mimikleri, ses tonu, vurgulamaları da kaçırmamak lazım.Yaşadığımız sürece öğreneceğimiz ne çok şey var.

Nebiye Teyze Alzheimer hastası değil. Burada kendi isteğiyle kalıyor. Odasını cennete çevirmiş. Balkonunda yeşillikler-maydanoz, nane, tere- çiçekler yetiştiriyor.
Her gün sabahtan belli etkinlikler için aşağıya iniyor. Çeşitli etkinliklere katılıyor. Bazen dikiş dikiyor.




Pastayı keserken:"Ölmek istemiyorum ama iyi yaşamak istiyorum." diyor. Ve ekliyor:" Adam gibi yaşamak, adam gibi ölmek lazım. Ot gibi yaşamak neye yarar?"  Doğum günü kutlamaları başladığında her kutlayan için Nebiye Teyze oturmuşsa bile ayağa kalkıyor, karşısındakini sevgiyle kucaklıyor. Saygıyla izliyorum. Bu salonda Onun gibi yaş almak isteyen ne çok insan var. Bir hayran kitlesi, bir sevgi halesi oluşmuş adeta. Tablo gibi. Bu görüntüyü izlemek bile insana huzur veriyor, rahatlatıyor...


Bu dünyadan bütün zarafeti, inceliği, kibarlığıyla bir Nebiye Teyze geçti. Bu güçlü Cumhuriyet kadınını hiç  unutmayacağız. Işıklar içinde uyusun. Saygıyla, rahmetle anıyoruz.

Makbule ABALI



Yorum Gönder

0 Yorumlar