Koronanın bize düşündürdüğü bir şey var; Üretimden vazgeçmiş, tüketim toplumu olmuşuz. Tarımda, sanayide, tekstilde hatta oyuncakta. Kendi kendine yeten bir toplum kendine yetmez hale geliyor.
Yıllar önce ilkokulda Yerli Malı Haftası nasıl da içimize sinerek kutlanırdı. Ev-iş derslerinde yama yapmayı, ilik açmayı, düğme dikmeyi öğrendik. Kırsal kesim dışında yamaya kim ihtiyaç duyuyor şimdi? Yamamak değil, yırtmak moda. Ayakkabılar eskiyince kundura tamircileri vardı. Ayakkabınız tamir sonrası yeni gibi olurdu.
Birkaç ay önce önce o eski ustalardan biri ile tanıştık. Güler yüzlü, işinin ehli, dürüst, saygı duyulacak bir usta. Kışlık ayakkabım alt tabandan ayrılmış bir haldeydi. O hemen ne yapılması gerektiğine karar verdi. Çok rahat olduğu için atmaya kıyamıyorum dedim. Atılmaz tabii dedi. Taban gitmiş ama üst kısma kıyılamaz. Sistemli, planlı bir kayıt yaptı, söylediği saatte ayakkabıyı teslim aldık.
Dikkatimi çekti, o küçücük dükkanda 3 tane Atatürk Köşesi oluşturmuş. Bir Cumhuriyet bireyi olarak kendi çapında işini en verimli şekilde sürdürüyor. Zaman zaman da eşinden yardım alıyor. Örnek bir beraberlik devam ediyor.
Makbule ABALI
0 Yorumlar